Onlar için istanbul

Konu: Onlar için istanbul Cuma Kas. 14, 2008 1:34 pm

ONLARIN GÖZÜYLE ISTANBUL

İstanbul'a gelen yabancı sporcuların kente ilişkin düşünceleri, ''Yabancı Sporcuların Gözüyle İstanbul'' adlı kitapta toplandı. İşte onların gözüyle İstanbul. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan kitapta, Eskişehirspor ve Fenerbahçe'nin eski Boşnak Teknik Direktörü Abdullah Gegiç'ten Fenerbahçe'nin Brezilyalı eski Teknik Direktörü Arthur Zico'ya, Galatasaray'ın Belçikalı eski Teknik Direktörü Eric Gerets'ten Galatasaray'ın yanı sıra Beşiktaş'ı da çalıştıran Alman Teknik Direktör Karl Heinz Felkamp'a kadar yabancı teknik adamların yanı sıra halen çeşitli takımlarda top koşturan Alex, Roberto Carlos, Bobo, Delgado, Lincoln gibi isimlerin İstanbul hatıraları ve şehir hakkındaki düşünceleri yer alıyor.

Türkiye'de en uzun süre görev yapan teknik direktör olan Abdullah Gegiç, çocukluğundan beri ''İstanbul''u görmeyi hayal ettiğini ve 1966'da Fenerbahçe'den teklif aldığında bunun hiç düşünmeden kabul ettiğini'' anlatıyor.

''İtalyanlar Napoli şehri için, 'Napoli'yi gör ve öl' diye bir tabir kullanırlar. Ben ise dostlarıma ve yakınlarıma 'İstanbul Boğazı'nı gör ve öl derim'' sözleriyle kente olan hayranlığını ifade eden Gegiç, son yıllarda kültürel, ekonomik ve sportif bakımdan büyük bir çıkış yapan İstanbul'un, huzur, doğal güzellik ve tarih arayan bir insanın yaşaması için en uygun kent olduğunu vurguluyor.

İnternet sitesinde İstanbul ve Türkiye fotoğraflarını yayımlayan Fenerbahçe'nin Brezilyalı eski Teknik Direktörü Arthur Zico da İstanbul'da çalışan Brezilyalı futbolcular aracılığıyla şehir hakkında bilgi sahibi olduğunu belirterek, Türkiye'ye gelince Türk insanının gösterdiği sevginin kendisini daha da motive ettiğini dile getiriyor.

Zico, ''İstanbul muhteşem bir şehir, yaşanılacak bir kent. Türk insanı da çok sıcak kanlı. Doğru adresteyim, ne iyi bir tercih yaptığımı artık daha iyi anlıyorum'' diyor.

-İSTANBUL AŞIĞI DAUM-

Kendisini bir Türk'ten daha ''Türk'' olarak tanımlayan Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin eski Alman Teknik Direktörü Christoph Daum da İstanbul hakkındaki düşüncelerini, ''Dünyanın en harika kentlerinden biri. İlk adımımı attığımda İstanbul'a aşık olmuştum'' sözleriyle anlatıyor.

Daum, İstanbul'da Bizans ve Osmanlı'nın izlerini sürmenin çok güzel bir macera olduğunu ifade ederek, ''İstanbul doğu ile batının bir araya geldiği bir kent. Uyuduğu bir zaman dilimi yok gibi, belki 02.00 ile 06.00 arası. Bunun dışında 20 saat boyunca İstanbul hep capcanlı'' diyor.

Galatasaray'ın Belçikalı eski Teknik Direktörü Eric Gerets de ışıklar altındaki İstanbul Boğazı ve Türk yemeklerini çok beğendiğini, ''statlarda maç öncesinde 45-50 bin kişi tarafından milli marşın söylenmesinin kendisini çok etkilediğini'' ifade ediyor.

İstanbul'da olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu dile getiren Gerets, Sultanahmet Camisi'ne yaptığı ziyareti, ''Hayatımda ilk kez bir camiye gittim, Sultanahmet Camisi'ne. İçeride çok değişik duygulara kapıldım. Barışçı ve sessiz. Büyük bir huzur hissettim. Orada hissettiklerim Belçika'da ya da Almanya'da Müslümanlara karşı hissedilen duygulara pek benzemiyordu'' cümleleriyle anlatıyor.

Galatasaray'ın Rumen futbolcusu ve eski teknik direktörü Gheorghe Hagi de her fırsat bulduğunda İstanbul'un her köşesini gezmeye çalıştığını, Türk yemekleri arasında özellikle çok sevdiği İskender kebap ve baklavanın tadını çok özlediğini söylüyor.

Hagi, ''İstanbul'da iyi bir ortamda yaşadık. Herkesten sevgi gördük. İyi komşularımız oldu. Burada mutlu olduk. Sakin bir hayatımız oldu'' diyor.

-JEAN TIGANA-

Beşiktaş'ın Mali asıllı eski Fransız Teknik Direktörü Jean Tigana da İstanbul'a çağırdığı arkadaşlarının bu şehre hayran kalarak geri döndüklerini belirtiyor.

Türk insanının samimiyetinden ve sıcaklığından çok etkilendiğini kaydeden Tigana, başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor:

''Arkadaşlarımla yemeğe gittim. Yemek bitiminde hesap istedim. Garson 'Hesabınız ödendi' dedi. Hesabı ödeyenin bir Beşiktaş hayranı olduğunu söylediler. Kendisine teşekkür etmek istedim, ama başaramadım. İşte Türk insanının en iyi özeti bu.''

Tigana, Beşiktaş'tan ayrılırken ailesinin İstanbul'dan ayrılmak istemediğini dile getirerek, ''İstanbul'a bir daha gelmeyi çok isterim. Dostlarım ve sevdiğim insanlar var. Ailece artık Türk gibi yaşamaya başladık'' diyerek İstanbul'a hayranlığını vurguluyor.

-KARL HEINZ FELDKAMP-

Galatasaray'ın yanı sıra Beşiktaş'ı da çalıştıran Alman Teknik Direktör Karl Heinz Feldkamp da 1985 yılında Avrupa Kupası maçı oynamaya geldiğinde ''patates tarlası gibiydi'' diye tanımladığı Ali Sami Yen Stadyumu'nda 1992 yılında çalışmaya geldiğinde çok değişiklik meydana geldiğini gördüğünü belirtiyor.

Feldkamp, düşüncelerini şöyle ifade ediyor:

''İstanbul'da en çok hoşuma giden ne biliyor musunuz? Modernleşmeyle beraber şehri şehir yapan özelliklerin korunuyor olması. İstanbul'un kokusu duruyor. Türklük kokan yerlerin korunmasını istiyorum. Çiçek Pasajı, Sultanahmet gibi yerler... Çiçek Pasajı'nı değiştirmek isteyen İstanbul'un kalbine müdahale etmiş olur.''

Galatasaray ve Beşiktaş'ın Rumen eski Teknik Direktörü Mircea Lucescu da İstanbul'a ilk kez Dinamo Bükreş takımıyla geldiğini, Romanya'nın o günlerde sosyalizmle yönetildiğini belirterek, ''Türkiye'ye gelip bu kadar sevileceğimi bilemezdim. Bizim için İstanbul'a gelmek bir ütopyaydı. Türkiye'ye gelebilmek için insanlar çok şeylerini verebilirlerdi. İstanbul dünyanın en güzel kenti. Enteresan bir yapısı var. Türklerin ve yabancıların bir arada el ele yaşadıkları bir yer. İstanbul beni düşündüren bir kent. Boğaz'ın görüntüsü ise büyüleyici'' diyor.

-EMEKLİLİĞİNİ BEKLEYEN TANJEVIÇ-

A Milli Basketbol Takımı ve Fenerbahçe Ülker'in Karadağ asıllı Teknik Direktörü Bogdan Tanjeviç de ''çok egzotik bir şehir'' olarak nitelediği İstanbul'da sadece trafiğin problem olduğunu belirterek ''Emekli olduğumda kesinlikle ikinci adresim İstanbul olacak'' diyor.

1989-2004 yılları arasında Tekvando Türk Milli Takımı Teknik Direktörü Hyo Joo Lee'nin, duygularını ''İstanbul gerçekten hayret verici bir kent. İstanbul, duyduklarımın, beklentilerimin ötesinde bir kent'' şeklinde ifade ederken, Türkiye Masa Tenisi Milli Takımı Antrenörü Jiang Chao da İstanbul'a gelmeden önce şehri sadece olimpiyat tanıtımında gördüğünü kaydederek, ''En sevdiğim yer Sarıyer ve Yeşilyurt. Orada çok güzel anılarım oldu. Şimdi de Adaparkı çok seviyorum. Bayrampaşa benim gözümde Paris gibi'' diyor.

-FUTBOLCULAR-

Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Roberto Carlos, insanın aynı gün hem Avrupa'da, hem Asya'da yaşayabileceği inanılmaz bir şehir olarak tanımladığı İstanbul için, ''Eskiden 'Dünyada yaşanabilecek iki yer var, Madrid ve Sao Paulo' diyordum. Şimdi bunlara İstanbul'da dahil oldu. Özellikle İstanbul'daki camileri çok ilginç buluyorum'' diyor.

Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Alexandro De Souza ''Alex'' de modern ve geçmiş zaman kontrastının olduğu bu şehirde en çok Boğaz'a gitmeyi sevdiğini belirterek, ''Türk halkının beni bağırlarına basışından, Fenerbahçe'nin yapılanmasından ve Türk halkının spora olan sevdasından dolayı çok etkilendim'' ifadelerini kullanıyor.

İstanbul'da doğan ikinci kızının adını Anatolia (Anadolu) koyan Alex, kendisini hem Brezilyalı hem de bir Türk gibi gördüğünü söylüyor.

Galatasaray'ın Brezilyalı futbolcusu Soures Lincoln da İstanbul'da kendini evinde gibi hissettiğini belirterek, İstanbul hakkındaki görüşlerini şöyle dile getiriyor:

''İstanbul çok büyük bir şehir. İnanılmaz doğal ve tarihi güzellikleri var. Doğal güzelliklerini ve İstanbul Boğazı'nı çok gezdim. İnsanı rahatlatan bir havası var. Hareketli ve canlı bir sosyal hayatı var. İstanbul'da insan ne ararsa buluyor. İstanbul'un tek sorunu trafik. Ancak bu kadar güzel bir şehirde trafiğin sorun olmaması da zaten kaçınılmaz.''

-MONDRAGON

Galatasaray'ın Kolombiyalı eski kalecisi Aly Faryd Mondragon da İstanbul'da yapılabilecek çok şey olduğunu, Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camisi ile Topkapı, Dolmabahçe ve Beylerbeyi Saraylarını gördüğünü anlatarak, ''İstanbul'u diğer şehirlerden ayıran en önemli özelliği bence büyüsü. Bu kadar büyük bir tarihi zenginliği olan şehirde yaşayıp da onu tanımamak, tanıtmamak zaten çok yazık olurdu '' diyor.

''Bobo'' olarak bilinen Beşiktaş'ın Brezilyalı futbolcusu Deivson Rogerio Da Silva da İstanbul için ''İstanbul gibi bir şehirde yaşamak çok güzel. Bu şehrin insanı rahatlatan ve mutlu kılan bir yanı var'' şeklindeki düşüncelerini ifade ediyor.

Beşiktaş'ın Arjantinli futbolcusu Matias Emilio Delgado ise İstanbul'un her geçen gün daha da hoşuna gittiğini belirterek, kendisinin ve ailesinin burada çok mutlu olduklarını dile getiriyor.

Fenerbahçe'nin eski Fransız futbolcusu Nicolas Sebastian Anelka ise İstanbul hakkında ''Bu şehri kendime benzetiyorum. İkimiz için de gerçeklerin dışına çıkılarak kötü bir imaj çizilmiş. Gerçekleri görmek için biraz çaba sarf etmek, ikimizi de anlamak için daha derine gitmek gerekiyor'' diyor.